DİĞER
Mustafa Kırantepe: "Herkes bir saatlik oyunun içinden farklı öyküler aldı kendi adına. Ötekileştirilmeyle ilgili etkilenen bir tayfa oldu. Tacizle ilgili deneyim yaşamış ya da başına böyle bir şeyin geldiğini söyleyen arkadaşlarımızın yüzleşmesi oldu. Herkes farklı bir tarafından etkilendi oyunun ya da herkese farklı bir yerden dokundu oyun."
Pandemi, mülteciler, Ukrayna savaşı, küresel iklim krizi, yolsuzluk, politik gerginlik, artan ırkçılık ve ayrımcılık, ekonomik kriz, distopyalar… Bütün bu gergin gündemi biraz olsun unutup rahatlamanızı sağlayacak, seyahatte ve tatilde yanınızda gezdirebileceğiniz, neşeli ve sürükleyici bazı kitaplardan küçük bir derleme...
Latif Demirci'nin anısına, iki kitabına dair Mustafa Arslantunalı'nın yazdığı ve Virgül Dergisinde 2000 yılında yayımlanmış bir yazıya yer veriyoruz: "Bu koca burunlu insanların diyarında herkesi bir parça seviyoruz. Latif Demirci’nin çizgilerinde olmayan bir şey varsa, o da Kötülük."
"Bu yazıda, bana ara sıra hadi bakalım diyerek kendilerini hatırlatan biri gölgede kalan, diğeri saklı duran, sonuncusu erken giden üç isme değineceğim. Amacım paylaşacağım metinlerin işe yaraması, üç kişinin unutulmaları müebbet’e dönüşmeden –her birinin– okuma, ulaşma mesafesine inmesidir."
"Ülker Abla, kurgudan ziyade karakteri önemsediğim bir roman. Karakterin adını taşısın istedim. Yazının cilvesi: Kurgusu en çetrefilli kitabım da bu oldu. Barınma hakkının ne kadar hayati olduğunu tartışan bir metin yazmak istedim."
“Sonuna kadar okunabilecek bir kitap yazmak istedim. Yarıda bırakılmasın, bir sonraki sayfa için, bir sonraki öykü için sabırsızlanılsın. Türkiye’nin bir yerinde, hayalimde kanlı canlı karşıma çıkan bir okur var, ona güzel bir şeyler okutmak için uğraşıyorum. Benim derdim bu, gerisi lafügüzaf.”
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Mustafa Balbay Tek Partinin aydınlar ve yazarlar üstündeki baskısını edilginleştirmek istediği kitabında Sabahattin Ali’yi adeta Çankaya sofralarının müdavimi bir yazar gibi göstermiş. Dipnotsuz ve kaynakçasız bu kitabını Sabahattin Ali’yi anlatmak için değil, Kemalistlerin resmî anlatıyı sarsabilecek olası sorularına önden cevap vermek için yazmış gibi..."
K24'ün gelenekselleşen soruşturması: 2020 yılında okuduklarınız arasında, sizi en çok etkileyen kitap hangisi oldu? Kitap 2020’den önce basılmış olabilir, yepyeni olabilir, kurgu ya da kurgu dışı olabilir, Türkçe ya da başka bir dilde olabilir… Bizi ilgilendiren, hangi kitabın sizi nasıl ve ne ölçüde değiştirdiği, etkilediği… Bu soruları çevremizdeki okuyanlara, yazanlara sorduk. Sonuçta, 2020’nin kitaplı bir panoraması çıktı ortaya…
"1853’e tarihlenen mektubun Tanzimat Fermanı’nın ilanının ve onu takiben gerçekleşen sosyal gelişmelerin övüldüğü giriş bölümünde bir tür tebliğ yapılmaktadır. Comte, Reşit Paşa’ya Pozitivizm İlmihali ve Pozitif Siyaset Sistemi isimli kitaplarını da gönderdiğini söyledikten sonra, Batı dehasına ait saydığı pozitivizmin tüm 'medeni halkların ortak ihtiyacını giderecek çözümler taşıdığını' savunur."
"Kurmacalarındaki toplumsal zeminleri ve anlatımlarıyla dikkat çeken, çok okunan iki yazara bakıyorum. İkisi arasındaki farklılıklar, benzerlikleri ölçüsünde çarpıcı geliyor. Daha doğrusu benzerlikler, farklılıkları ölçüsünde çarpıcı."
K24’ün 5. yaşına bastığı, artık varlığını pek az kimsenin sorguladığı bir iklim krizinin içinde yaşadığımız günlerde yayınlanan bu dosya, krize dair kitapların kuşbakışı bir derlemesini içeriyor.
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık